Etrafta Doom, Hexen gibi oyunların olduğu bir dönemde çıkıp gelmişti Rise of the Triad. Yine ceketli Nazi askerlerine karşı savaşmamız isteniyordu ama oyun, o dönem için bir seviye daha ilerdeydi. Bir kere çok hızlı bir oynanışı vardı. Grafik teknolojisi bir ölçü daha ilerideydi ve diğer FPS’lerle karşılaştırılınca dikey yönde daha fazla yüksekliğe sahipti. Şahsen çok sevmiştim oyunu ve yeniden yapıldığını, günümüze uyarlandığını görünce de bayağı bir heyecanlandım, sonra da heyecanım ağzıma tıkıldı kaldı.
Oyunu açtığımda grafik ayarlarından en yüksek ayarı seçmedim ki hüsran olmasın. Bir alt seçenekle başladım ve ileri tuşuna bastığımda karakterim saatte 100 km ile ileri atıldı. Üşendim bakmaya ama 100fps ile falan oynuyordum herhalde. Etrafa da baktım, kaplamalar, gölgeler pek bir şeye benzemiyor, en yüksek ayarlara çektim grafikleri. Karakterimin hızı belki 80 km’ye düştü ama grafikler olduğu yerde kaldı.
Şimdi grafik önemli değildir belki diyeceksiniz ama bu kadar uyduruk olmalarını da beklemiyordum. Hele ki bağımsız FPS’ler bile artık eli yüzü düzgün bir görselliğe sahipken, Rise of the Triad’ın bu kadar kötü gözükmesine tahammül edemedim. 20 yıl önce askerler kırıta kırıta yürüyorlardı, hala öyleler. Herhangi bir esnekliğe sahip değiller, zekâ deseniz zaten yok. Headshot ile tek vuruşta öldürmek yok, strateji belirlemek yok. Mekânlar kötü, ışıklandırmalar yok, engeller anlamsız, düşmanlar kötü, silahlar sıkıcı, mekânlar bir kez daha kötü, grafikler kötü, her şey kötü!
Sözde A.B.D.’nin açıklarındaki bir adayı işgal etmiş Triad’ı düşürmek için bir maceraya çıkıyoruz ama senaryo bundan ibaret. Bundan sonrası artarda gelen bölümlerden oluşuyor. Hikâyenin anlatılışı bile sıkıcıydı, öyle diyeyim.
Oyunun yapımcıları kendilerini modellemişler ve bize farklı karakter seçenekleri olarak sunmuşlar. Bu olay oyunda hiçbir farklılık yaratmıyor zaten ve bir de bunun üstüne, karakterler çirkin olmuş gayet. (Yapımcılar çirkin olabilir mi?) Seçtiğiniz karakter hangisi olursa olsun fark etmiyor ve yanınızda tabanca, makineli tüfek, roketatar gibi silahlardan bir tip taşıyabiliyorsunuz. Yani iki farklı makineli, üç farklı roketatar cihaz taşımanıza müsaade edilmiyor. Böylesine karambol bir oyunda, bu tip bir detaya gidilmiş olması da saçma olmuş bana sorarsanız. Sanki çok taktiksel, çok gerçekçi bir FPS oynuyoruz da her silahtan bir tip taşıyoruz. Saçma.
Yıllar öncesinin oyununa sadık kalınarak, bölümlerde birtakım paraların ve cisimlerin peşinden koşma adedi de sürdürülmüş. Özellikle haritadaki gizli yerlerde bolca para gizli oluyor ama bunları bulup bulmamak da tamamıyla size kalmış.
Oyunun zevksiz olması yetmiyormuş gibi, yapımcılar oyunu bir de zor yapmamış mı… Sağlık barı kendi kendine dolmuyor ve yaralanmak da çok kolay. Ancak çevrede bulabileceğiniz, ne olduğunu hiç anlamadığım çeşitli yiyeceklerle sağlığınızı toparlıyorsunuz. Oyun eğlenceli olsaydı, bu konuda bir sıkıntı olmazdı ama şu durumda resmen külfet haline gelmiş bu olay da.
Multiplayer kısmı da bulunuyor oyunun ama burada oyuncu bulmak da pek zordu ben oynadığım sıralarda. Yaptığım birkaç maçta da oyunun ayarsız hızından ötürü, sıfır stratejiyle insanların birbirine girdiğini gördüm, tadım kaçtı.
Rise of the Triad’ı çok sevmek istiyordum ne yalan söyleyeyim. Eskiden aldığım keyfi yeniden alacağımı da düşünmüştüm ama içler acısı bir yapımla karşılaştım. Göz göre göre böyle bir oyun nasıl yapabildiler, hala hayretler içerisindeyim. Piyasadaki herhangi bir FPS’yi oynarsanız, bu oyundan daha fazla zevk alacağınızdan eminim.