Shelter 2

    0
    15

    Yaklaşık bir buçuk sene önce bizlerle buluşan ve bu sayfalarda incelediğimiz Shelter, yavrularını yırtıcılardan korumaya çalışan bir anne porsuğun kontrolünü bizlere sunuyordu. Müziklerinden görsellerine sanatsal bir yapım olan Shelter aldığı olumlu yorumların ardından ikinci oyunuyla bizlerle buluşuyor.

    04

    Might and Delight imzalı Shelter 2’de ilk oyunun aksine doğum yapmak üzere olan bir vaşağın kontrolü bizlere sunuluyor. Peşimizdeki aç kurtlardan kaçmaya ve yavrularımızı doğuracak bir yer bulmaya çalıştığımız başlangıç bölümünde oynanışa dair dinamikleri öğreniyor ve öğretici başlangıç bölümünün ardından kurtların peşimizi bırakmasıyla huzur içinde dört yavrumuzu da dünyaya getiriyoruz. Doğumdan hemen sonra yavrularımıza kendimiz isim belirleyebileceğimiz gibi oyunun onlara verdiği isimleri de kullanabilmek mümkün. Bizi takip edemeyecek kadar küçük ve savunmasız olan bu yavruların karnı acıktığında her annenin yapması gerekeni yapıyor, yemek bulmak için yuvamızı terk ediyor ve her avcının bir başka avcının avı olduğu bu vahşi doğada yuvamızdan çok fazla uzaklaşmadan etrafı araştırmaya başlıyoruz.

    Önceki oyunun aksine anne vaşağın avlanabiliyor olması kendi yavrularımızı yaşatmak adına başkalarının yaşamlarına son vermemize imkân tanıyor. Besin zincirimizde bulunan hayvanlardan tarla faresiyle bir yavruyu, tavşanla iki yavruyu ve geyikle bütün ailemizi besleyebiliyoruz. Assassin’s Creed serisinin “kartal görüşüne” benzeyen, çevrenin kararırken avlarımızın kırmızı renkte parlamasını sağlayan “sense” özelliği de anne vaşağın ve bizim en büyük yardımcımız oluyor. Avcılığın yanında yavrularımızın karnını doyurmak için ağaçlardaki kuş yumurtalarını da toplayabiliyoruz. Yeterince beslenen yavrular yuvadan ayrılmak için hazır olduğunda keşfedebileceğimiz toplanabilir eşyalarla dolu kocaman bir dünya var Shelter 2’de, gece gündüz döngüsünün yanı sıra mevsimsel döngünün de oyunda mevcut.

    12

    Önümüzü görmek gecenin karanlığında ne kadar zorsa kışın karlar üzerindeki beyaz tavşanları görmek de bir o kadar zor oluyor. Yavrularımızın bizi takip etmesi her ne kadar hareket alanımızı genişletse de bizim kadar hızlı hareket edememeleri ve aç kalmamak için bize muhtaç olmaları hâlâ bir gözümüzün üstlerinde olmasına neden oluyor. Dahası, açlıktan hareket edemeyecek hale geldiklerinde onları enselerinden tutup taşımamız ve kurt ulumaları arttığında güvende olmaları için sığınacak yerler bulmamız gerekmekte. Önceki oyunun aksine anne vaşağın koştukça azalan bir dayanıklılık çubuğu var, bu çubuk dinlendikçe ya da su içtikçe yeniden doluyor ancak kurtlar saldırdığında ikisine de fırsatımız olmuyor. Yavrularımız biraz daha büyüdüklerinde artık kendi başlarına avlanmaya ve hatta kendi yavrularını da dünyaya getirmeye başlıyor, bu anın gururu içinde aile ağacımıza bakarken kaybettiğimiz yavrularımızın burukluğunu da yaşıyoruz. Shelter 2, her ne kadar ilk oyunun üstünde bir yapım olsa da oynanışın kısa bir süre sonra kendini tekrar etmesi ve yeni bir oyun değil de ek paket hissi uyandırması ilk oyunla aynı puanı almasına neden oluyor. Buna rağmen uygun fiyatının hakkını sonuna kadar verecek olan bu macerayı kaçırmamanızı öneririm.

    Ahmet Rıdvan Potur