Zafehouse: Diaries

    0
    13

    Bir sporcu, bir cerrah, bir teknisyen, bir temizlikçi ve bir polis memuru aynı evde ne yapar? Gerçekten ne yapar? Çok saçma bir kombinasyon ama eğer her yanı zombilerle dolu bir şehirdelerse aynı çatı altında yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor olmaları hiç de abes kaçmaz. Hele bir de içeri girdikleri evde, bölgede hayatta kalanları kurtarmaya bir helikopterin gönderildiğini bilen bir ekipse bir anda çok da iyi takım arkadaşı oluverirler.

    03

    Evet, bir zombi oyunu daha en sevdiğim okur ama bu sefer çok ama çok daha farklı bir yapımdan bahsedeceğim zira Zafehouse: Diaries içerisinde, neredeyse yok denecek kadar az grafik var ve buna rağmen ayın büyük bir kısmını Grand Theft Auto V başında harcayan bendeniz için mükemmel bir deneyim oldu. Lafı çok gevelemeden detaylara geçiyorum…

    Oyunda grafik yok, gerçekten de sadece karşımızda bir adet bina krokisi, karakterlerimizin portresi ve hemen sol ekranda bulunan günlüğümüz var. Sol ekranda, yani bir diğer sekmede bulunan günlük ve saat, oyunun temel mekaniklerini oluşturuyor. Saat, her seferinde bir saat ileriye atıyor ve günlük, bizim diğer sekmede verdiğimiz komutlar sonucunda neler olduğunu anında yazıyor. Tipik bir sıra tabanlı oyunun, grafik yerine o 80’ler başındaki metin tabanlı oyunlar gibi oynandığını düşünürseniz, sanıyorum durumu çok daha iyi anlayabilirsiniz. Sağ ekran ki baktığımızda oyunun geneline hâkim olduğumuz kısım burası, içerisinde bulunduğumuz şehrin krokisini barındırıyor. Her bölge zaten kendisini belli edecek şekilde simgeye sahip ve tutup da “Polis karakolu şu mu acaba?” demek zorunda kalmıyoruz. Malum, yapmamız gereken şey hayatta kalmak ve beş karakterimizle tüm haritayı araştırmaya, bir yandan da ölmemeye çalışıyoruz. Yapacaklarımız arasında birçok farklı seçenek söz konusu. Etrafı kolaçan etmek, tuzak kurmak, elimizdeki silahları güçlendirmek, varsa cesetleri toplamak, yaralıları iyileştirmek, barikat kurmak ve daha niceleri. Fakat en önemli nokta, kesinlikle etrafı gezip erzak toplamak ve bunları yemeğe çevirmek…

    Her karakter zamanla yoruluyor pek tabii ki ve arada dinlenmeleri de gerekiyor ama açlık, kesin ölüm anlamına geliyor. Üzerimize yapılan saldırılarsa önceden kendini belli edebiliyor. Eğer bir bölgeyi araştırmışsak, orada kaç adet zombi olduğu öğrenebiliyor ve içerisinde bulunduğumuz binadaki birimlerimize, saldırılara karşı hazır olmaları komutunu verebiliyoruz. Saldırı anıysa günlüğümüzde kan kırmızısı animasyonla ve bolca “öğğğeee” sesiyle kendini belli ediyor. Eğer doğru düzgün tuzak kurmuşsanız ve bir de karakterlerinizi geliştirdiyseniz rahat olun, kimseye bir şey olmayacak.

    Karakterlerimizin iletişimi şüphesiz ki çok önemli… Oyunun başında herkesin bir artısı ve eksisi var ama yayabildiğimiz dedikodular sayesinde onları birbirlerine daha da yakınlaştırabiliyoruz. Aynı anda tek bir dedikodu yaymak biraz zorlayıcı gerçekten ama işlevlerini görmek muazzam!

    06

    Yani nasıl desem, Zafehouse: Diaries çok ama çok farklı bir yapım. Uzun süredir deneyim etmediğim kadar yenilikçi ve oyuncuyu kendine bağlayan ender yapımlardan. Ben hastası oldum ve deliler gibi oynuyorum. Zombi gerilimi konusunda şu anki tavan noktam burası.