Yazıyı hazırlarken bugüne dek kaç oyunu faresi test ettiğimin datasını tutmadığımı fark ettim.
Aralarında ilk izlenimde çok ilgimi çekmesine rağmen hiç memnun kalmadıklarım (Alienware Elite), beklediğim kadar iyi beklemediğim kadar mükemmel çıkanlar (Logitech G PRO Wireless) ve kullanım rahatlığıyla olsun tasarımıyla olsun aklımda yer edenler (Razer Lancehead) oldu.
Ama itiraf edeyim, eğer hafızam bana bir oyun oynamıyorsa şimdiye kadar hiçbiri, Corsair Nightsword kadar heyecanlandıramadı beni.
Bunun elbette çok geçerli sebepleri var, hemen anlatayım.
Corsair Nightsword, geçtiğimiz ay konuğumuz olan Logitech G PRO Wireless’ın tam tersi bir yoldan giderek etkilemeye çalışıyor sahibini: Sınırları sonuna dek zorlayan, agresif ve kendisini hatırlatan bir tasarım. Tamam, piyasada her an Decepticon’a dönüşecekmiş gibi gözüken Mad Catz ürünü fareler var ancak Corsair Nightsword şıklık ve asaletin bir bileşkesi olmuş, detaylara kadar işleyen özene rağmen hoyrat ve abartılı durmuyor kesinlikle.
Nightsword kablolu bir fare, 119 gram ağırlığında ve gerek ebat gerekse ağırlık anlamında hiç ufak sayılmaz. Bununla birlikte Corsair bu ürünün neredeyse her yerini elinize oturan bir deri ile kaplamış ve ürün Mouse pad üzerinde öyle rahatça süzülüyor ki ağırlığı kısa süre içinde mevzu bahis olmaktan çıkıyor. Sol taraftaki geniş baş parmak desteği ve kaymayan yüzey isteyebileceğinizden fazla bir rahatlık sunmakta.
Nightsword’da kullanılan sensör gözüktüğü kadarıyla bir Pixart PMW3391 ancak Corsair sensörü “Custom” olarak belirtmiş, bu da 3391’in fabrika çıkışı değerlerinin çok üstünde gözüken 18.000dpi hassaslık, 400 IPS hız ve 50G hızlanma değerlerini mantıklı hale getiriyor. Corsair büyük ihtimalle Nightsword’da Pixart 3389’un bir türevini kullanmış zira bu istatistikler 3391’in temel olarak dayandığı Pixart 3360’ın kapasitesini aşan performanslar.
Nightsword’da Corsair geleneksel tarzının tam dışında işler yapıyor demiştik. Bunların en önemlisi şimdiye dek gördüğümüz en güzel ışık gösterilerinden birisini sunan 4 bölgeli RGB aydınlatma. Hafızam beni yanıltmıyorsa, arı gözünü andıran kafes şeklinde bir kaplamanın ardına gizlenen bu aydınlatma gördüklerim arasında en parlak, en görkemli olanlarından birisi. Aynı zamanda iki ayrı ağırlık sınıfındaki altı adet ağırlık silindiri eklenebiliyor fareye, bunların tamamını taktığınızda ağırlık 141 grama çıkıyor ve dengeyi rahatınıza göre kurmakta özgürsünüz.
Şimdi bu kadar aydınlatma ve performanstan bahsetmişken, iCUE yazılımının da her zamankinden daha önemli bir hale geldiğini söylemek gerek. Renk gösterisini istediğiniz gibi düzenleyebilir, Nightsword’un neredeyse sınırsız onboard profil kapasitesini (farenin gerisindeki tuşlar ile aralarında geçiş yapabiliyorsunuz) kullanabilir ve performansını dilediğiniz seviyede “dizginleyebilirsiniz”. Ön sol taraftaki tuşlar da standart olarak DPI ayarı arasında geçiş yapabilmenizi sağlıyor.
Evet geldik son cümlelere. Nightsword eksi yönünü bulmakta zorlanabileceğiniz bir ürün olmuş. Ve ülkemizde satışa sunulmamış olsa da fiyatı da hayli rekabetçi. Şu özellikler için 80$ gerçekten ideal bir fiyat.
Umuyoruz ülkemizde de rekabetçi bir fiyattan ulaşma şansımız olur.
Kürşat Zaman
KARAR
+Muhteşem tasarım
+Çok yüksek performans
+4 bölge RGB aydınlatma
+iCUE yazılımı ile tam kişiselleştirilebilirlik
+Ekstra ağırlıklar
-Biraz büyük ve ağır
PUAN: 93